İstanbul Turizm Derneği’nin 4. Olağan üstü kongresinde Başkan olarak seçilen Murtaza Kalender, turizmle ilgili güncel konuları değerlendirdi.
Başta İstanbul olmak üzere Türkiye’deki turizm tesisleri doluluk oranlarının beklenenin altında olduğu tespit ve görüşlerini paylaşan Kalender, bu durumun nedenlerini ve çözümleri ile ilgili açıklamalarda bulundu.
Türkiye’de olağan üstü bir durum olmamasına rağmen gelen turist sayılarının geçen senelere oranla düşük seyretmesinin birden fazla sebebi olduğunu vurgulayan Kalender açıklamalarına şu şekilde devam etti. “Birinci neden olarak Covid19 döneminden sonra uluslararası arenada rakip turizm destinasyon sayısının oldukça fazlalaştığını görmekteyiz. Vietnam, Mısır, Azerbaycan, Balkan ve Kafkas ülkelerinin turist sayılarını önceki yıllara göre ortalama %50’ye yakın arttırdığı görülmektedir.
Bu destinasyonların turist sayılarını arttırmasının nedeni ülkelere giriş vizelerinin kaldırılması veya kolaylaştırılması, vize ücretlerinin 35 dolar civarlarında bulunması, uçuş kolaylığı ve fiyatların daha uygun olması. Ayrıca konaklama, yiyecek – içecek, müze ve ören yerleri giriş ücretlerinin Türkiye’ye göre daha uygun olması bu destinasyonları daha cazip hale getirmektedir. Şunu unutmamak gerekir ki Mısır, Vietnam gibi ülkeler de deniz, kum, güneş turizminde gerek sundukları her şey dahil sistem konaklamaları gerekse de plaj ve sahil zenginliği açısından ülkemiz kadar iddialı durumdalar.
Peki turist sayılarının düşüşte olması sadece bunlarla mı ilgili? Tabii ki hayır. Bunlar sadece birkaç sebepten bazıları.
Bu sebeplerin çoğu bizden kaynaklı oluşan nedenler ve gerekli önlemleri almamamızdan kaynaklı.
Bu nedenleri şu şekilde sıralayabiliriz;
Dünya üzerindeki 5 milyar nüfusa vize uyguluyoruz. Bu 5 milyar nüfusun %10’u gelir düzeyi yüksek milyoner insanlar yani potansiyel yarım milyar turisti uyguladığımız vize işlemleri ile yok sayıyoruz. Vize fiyatları rakiplerimizde en fazla 50 dolar bulurken bizde ise 300 dolara kadar ulaşmaktadır. Ayrıca vizelerin 1 hafta ile 4 hafta arası sürmesi, potansiyel turisti başka destinasyona yönlendirmekte.
Ulaşım açısından İstanbul’a uçuş fiyatlarının oldukça yüksek olması nedeniyle turistler başka destinasyonları değerlendirebiliyor.
Milli gururumuz Türk Hava Yolları’nın direk uçuş avantajını turizm sektörü olarak yeterince kullanamıyoruz çünkü THY’miz aktarmalı uçuşlara haklı olarak daha uygun fiyat vermekte ancak Türkiye’de daha uzun süre konaklama yapacak turistlere farklı çözümler üretilebilir.
Pazar ve ürün çeşitliliğini çoğaltarak turizmi 12 aya yayabiliriz.
Kongre, MICE ve düğün organizasyonları gibi etkinliklere yurt dışında olduğu gibi teşvikler verilebilir.
Bu saydıklarımızın yanı sıra daha birçok etken sıralayabilirim.
İstanbul’daki tüm turizm sivil toplum kuruluşları, devlet kurum ve kuruluşları ile bir araya gelerek bu sorunlara çözüm odaklı yaklaşarak gidermesi gerektiğinin düşüncesindeyim.
İstanbul’da Turizm iyi olmaz ise Türkiye’de de turizm iyi olmaz.
İstanbul’da Turist olmaz ise, Türkiye’de de Turist olmaz.
İstanbul’a gelen turist sayıları organik olarak, Kapadokya, Kuşadası, Pamukkale ve tüm Anadolu’daki otel doluluk oranlarına yansıyor.
Kısacası İstanbul Turizmi demek Türkiye Turizmi demektir.”