USD38,29
%0.06
EURO43,66
%-0.09
EURO/USD1,14
%-0.26
BIST9.312,13
%-0.1
Petrol67,88
%0.65
GR. ALTIN4.152,35
%-0.2
  1. Haberler
  2. Gündem
  3. Aya Yorgi Koyu’nda Doğal Güzellik Tehlikede!

Aya Yorgi Koyu’nda Doğal Güzellik Tehlikede!

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Çeşme’nin saklı cennetlerinden biri olan Aya Yorgi Koyu, yapılaşma tehdidiyle doğal güzelliklerini kaybetme riskiyle karşı karşıya. Yapılan itirazlara rağmen, koyun üç parseli ihaleye çıkarıldı.

ÇEŞME – Aya Yorgi Koyu, Ege Bölgesi’nin turkuaz suları ve doğal dokusuyla ün kazanmış önemli bir turistik alanı olarak, hem yerli hem de yabancı turistlerin ilgisini çekmeye devam ediyor. Ancak, son yıllarda bu güzellikler, imar tartışmalarıyla gündeme geliyor.

Aya Yorgi Koyu’na ait ilk imar planı değişikliği, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Çeşme Belediyesi’nin açtığı davalar sonucunda iptal edilmişti. Fakat, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı geçen hafta ikinci bir imar değişikliği gerçekleştirdi. Bunun üzerine, TMMOB Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi, Çeşme Çevre Derneği ve Gücücek Koyu Doğal Yaşamı Koruma Derneği, planların iptali için ayrı ayrı davalar açtı.

Matematiksel bir gelişme olarak, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın imar değişikliği kararına karşı açılan iptal davası henüz sonuçlanmamışken, Emlak Konut bölgedeki üç parselin satışı için geçtiğimiz gün ihaleye çıktı.

Yeni yapılan imar değişikliğiyle yaklaşık 400 bin metrekarelik bir alanda yapılaşmaya izin veriliyor. Bu alanın tamamı “Doğal Sit Alanı” olarak sınıflandırılırken, bir kısmı ise “3. Derece Arkeolojik Sit Alanı” içerisinde yer alıyor.

Dün gerçekleştirilen ihale ile satışa sunulan üç parsel, toplamda 47 bin metrekare büyüklüğünde. “Arsa Satışı Karşılığı Gelir Paylaşımı İşi” başlığı altında açılan ihaleyi kazanan firma, hem üst hem de alt yapı inşaat işlerinin yanı sıra çevre düzenlemesi ve gayrimenkul pazarlama ve satış işlemlerini yöneterek, Emlak Konut’a gelir paylaşacak.

Aya Yorgi Koyu’nun önemi nedir?

Çeşme, Ege’nin incisi olarak birçok koy ve plajla dolup taşarken, Aya Yorgi Koyu özel bir konuma sahip. Koyun rüzgârdan korunaklı yapısı, sakin denizi, altın rengi plajı ve berrak sularıyla dikkat çekiyor.

Aya Yorgi Koyu’nun yalnızca doğal güzelliği değil, tarihi de oldukça ilgi çekici. Koy, adını bölgedeki Aya Yorgi (Aziz Georgios) Manastırı’ndan alıyor ve Osmanlı döneminde Rum nüfusun yoğun olduğu yerleşim alanlarından biri olarak biliniyor.

Bu koy, uzun zamandır imar tartışmalarının merkezinde yer almakta. Bölgenin doğal sit alanı statüsünün değiştirilmesi ve yapılaşmaya açılması konusunda atılan adımlar, çevre aktivistleri ve yerel halk tarafından büyük tepkilere neden oluyor.

aya-yorgi-koyu,-cesme-001.jpgİmar süreci nasıl ilerliyor?

Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi, Aya Yorgi Koyu’ndaki plan değişiklikleri hakkında DW Türkçe’ye yaptığı açıklamada, bu düzenlemelerin kamu yararına aykırı olduğunu belirtti.

2002 yılında bu alan, üst ölçekli planlarda “Bölge Parkı” olarak tanımlanmışken, 2005 yılına gelindiğinde alt ölçekli planlar, Doğal ve Arkeolojik Sit kararlarına uygun bir biçimde “Park, Dinlenme Alanları ve Rekreasyon Alanları” şeklinde belirlenmişti.

Bakanlık 2015’te hazırlanan 100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı’nda “Bölge Parkı” kullanım kararını korudu ancak beş yıl sonra aynı alan için “Tercihli Kullanım Alanı” statüsü onaylandı. Bu durum, yapılaşmanın önünü açacak gelişmeler olarak nitelendiriliyor.

Oda, 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Değişikliği’nin iptali için Danıştay 6. Dairesi’nde açılan dava sonucunda, yürütmenin durdurulduğunu belirtiyor.

2022 yılında, Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 109. maddesi gereğince, Bakanlık tarafından onaylanan 1/5000 ölçekli Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı Değişikliği sürecinde bölge, “gelişme konut alanı, belediye hizmet alanı, eğitim alanı, sağlık alanı, ticaret ve park alanı” olarak yeniden planlandı. Ancak, bu değişikliğe karşı açılan dava sonucunda İzmir 4. İdare Mahkemesi, planları iptal etti.

Oda, iptal edilen planların gerekçelerinin göz önünde bulundurulmaksızın, Bakanlık tarafından onaylanan yeni planların adım adım yürütüldüğünü ileri sürüyor. İzmir 6. İdare Mahkemesi’nde de yeni bir dava açıldığı ve bu sürecin devam ettiği belirtiliyor.

aya-yorgi-koyu,-cesme-002.jpgİtirazların dayandığı sebepler nelerdir?

Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi, planlama alanının mevcut durumda “Bölge Parkı” olarak tanımlandığını, yapılan değişikliklerin sosyal donatı alanlarını azalttığını ifade ediyor. Aynı zamanda yapılan düzenlemelerin, öncelikle rant odaklı olduğunu ve mahkeme kararlarına karşın benzer içerikte planların yeniden onaylandığını vurguluyor.

Oda, konuya ilişkin ek olarak, bölgenin tamamının “Doğal Sit Alanı” olduğunu ve bir kısmının “3. Derece Arkeolojik Sit Alanı” olduğunu belirtiyor. Daha önceki davalarda, alanın bitişiğinde 1. Derece Doğal Sit Alanı ve 3. Derece Arkeolojik Sit Alanı bulunduğunun tespit edildiğine dikkat çekiliyor. Bu durumun yanı sıra, bölgenin flora ve fauna açısından kritik bir geçiş bölgesi olduğunu ve yapılaşmanın doğal yaşam alanlarını tehdit edebileceği ifade ediliyor.

Şehir Plancıları Odası, plan değişikliklerinin rant amacıyla yapıldığını ve kamu mülklerinin satışıyla ilişkilendirildiğini ortaya koyuyor. Emlak Konut üzerinden gerçekleştirilmiş olan bu ihaleyle birlikte, durum açıkça görünür hale geliyor.

Uzun yıllardır, Özelleştirme İdaresi, TOKİ, Emlak Konut ve belediyeler aracılığıyla kamu mülklerinin satıldığını vurgulayan Oda, kamusal alanların rant elde etme aracı haline getirildiğini ifade ediyor. Kamu hizmeti sunmak için kamu mülküne ihtiyaç olduğunu belirten Oda, bu satışların, yurttaşların kamusal hizmetlerden yararlanacağı alanların kaybına neden olduğunu ifade ediyor.

Doğal sit alanlarının imara açılma sebepleri nelerdir?

Oda, son günlerde Bakanlık tarafından Bornova’daki zeytinlik alanlarının “Konut (Zeytinlik Alanı)” olarak yapılaşmaya açıldığına dair planların askıya çıkarıldığını belirtiyor. Özellikle, Çeşme Yarımadası’nda daha önce duyurulan “mega projelerin” benzer bir rant odaklı yaklaşımla uygulandığına dikkat çekiyor.

Mevcut planların öngördüğü nüfus kapasitesine ulaşılmadan yeni yapılaşma alanlarının gündeme getirilmesi, planlı kentsel gelişim yerine müteahhitlere ve yatırımcılara yönelik bir zenginleşme çabası olarak değerlendiriliyor. Doğal alanların, kamu mülklerinin ve korunması gereken tarım arazilerinin rant uğruna yapılaşmaya açıldığı, bu sürecin ise kamu yararına aykırı olduğu belirtiliyor.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Travel Türk Haber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!