Yapay zekanın seyahat ve turizm sektörlerine entegrasyonu birçok avantaj sağlamakla birlikte, hem gezginler hem de işletmeler için bazı dezavantajlarla da karşılaşılabilir.
İSTANBUL _ Yapay zekanın turizm alanına dahil edilmesi, etkileyici bir fayda sağlasa da beraberinde bazı zorluklar getirebilir. Bu zorluklar arasında öncelikle gizlilik kaygıları ve veri güvenliği konuları öne çıkmaktadır. Turizmde yapay zekanın kullanımı, kişisel verilerin büyük miktarlarda toplanması ve işlenmesini gerektirirken, gizlilik ve veri güvenliği meseleleri daha fazla önem kazanmaktadır. Kullanıcı güvenini korumak ve GDPR ile CCPA gibi yasal düzenlemelere uymak, sektör için kritik bir gerekliliktir.
Teknolojik bağımlılık da başka bir zorluktur. Yapay zeka teknolojilerine aşırı güven, birçok gezginin değer verdiği kişisel dokunuşun kaybolmasına yol açabilir. İnsan etkileşimi ve kişiselleştirilmiş hizmetlerin sağlanması, seyahat deneyimlerinin önemli birer parçasıdır ve bunların yapay zeka ile tam olarak kopyalanması mümkün olmayabilir.
Bunun yanında, karmaşık ve yapılandırılmamış seyahat sorgularının yönetiminde yapay zekanın karşılaştığı zorluklar da önemlidir. Yapay zeka, basit görevlerde etkili olabilirken, derin anlama ve muhakeme gerektiren karmaşık sorgular söz konusu olduğunda genellikle yetersiz kalmaktadır. Bu durum, yapay zeka araçları ile insan uzmanlığı arasında uygun bir denge kurulmasını zorunlu kılmaktadır.
Hiper kişiselleştirme
Gelecek dönemde dikkat çekici bir gelişme olarak hiper-kişiselleştirme ön planda olacak. Yapay zeka, geçmiş davranışlar, tercihleri ve anlık veriler ile daha derinlemesine analizler gerçekleştirerek gezginlere son derece kişiselleştirilmiş seyahat deneyimleri sunabilecek. Kullanıcılar, destinasyonlar, konaklama, aktiviteler ve yemek seçenekleri için özelleştirilmiş öneriler alacaklar. Şu anda, World Trip Deal (WTD), Amadeus ve Travelport gibi firmalar bu alanda öncü konumundadır.
Hiper kişiselleştirme kavramının kökenleri, büyük veri ve yapay zeka kullanarak müşteri deneyimlerini geliştirme trendine dayanıyor. Tüketicilerin kişiselleştirilmiş etkileşim talepleri arttıkça, seyahat firmaları da bu beklentilere yanıt vermek için ilgili teknolojileri benimsemeye başlamıştır; bu da seyahat sektöründe hiper-kişiselleştirme anlayışının yaygınlaşmasına yol açmıştır.
Bu tür yenilikçi uygulamalar, Expedia, Airbnb ve Booking.com gibi şirketlerin sunduğu çeşitli platformlarla kullanıcılar tarafından deneyimlenebilmektedir.
Yapay zeka destekli sürdürülebilirlik
Sürdürülebilir turizm, çevre dostu uygulamaların benimsenmesini ve doğal ile kültürel kaynaklara zarar vermeden uzun vadeli faydalar sağlamayı hedefler. Ayrıca, yerel nüfusa duygusal ve ekonomik açılardan katkı sağlamak da bu anlayışın temel hedefleri arasındadır.
Sürdürülebilir turizmin başlıca unsurları şunlardır:
Çevresel Sorumluluk: Kaynakların korunması, kirliliğin azaltılması ve biyoçeşitliliğin korunması gibi temalar üzerinde yoğunlaşmak.
Ekonomik Canlılık: Turizmin uzun vadede ekonomik yararlar sağlanması, yerel işletmelerin desteklenmesi.
Sosyo-Kültürel Saygı: Kültürel mirası korumak ve yerel toplulukların turizm planlarına dahil edilmesi gerekliliği.
Sürdürülebilir turizm uygulamalarına örnek olarak eko-turizm, insanların doğal ortamları keşfetmelerini teşvik eden, yaban hayatı izlemeye ve doğa yürüyüşlerine olanak tanıyan faaliyetler verilebilir. Ayrıca, toplum temelli turizm, yerel halk tarafından oluşturulan otantik kültürel deneyimler sunarak yerel ekonomilere doğrudan katkıda bulunur. Yeşil sertifikasyon programları da çevre dostu firmaları desteklemekte ve topluma bilinçli seçim yapma imkanı sunmaktadır.
Turizm ve seyahat alanı büyüdükçe, sürdürülebilirliğin de önemli bir hale gelmesi bekleniyor. Yapay zekanın kaynakları daha iyi kullanarak, atıkları azaltarak ve çevresel bilinçlenmeyi artırarak sektöre katkıda bulunması planlanıyor. Örneğin, yapay zeka, karbon ayak izlerini azaltacak daha verimli seyahat rotalarının oluşturulmasına yardımcı olabilir.
Yapay zekanın turizm sektöründeki sürdürülebilirlik uygulamalarına entegrasyonu, iklim değişikliği ve çevresel bozulma konusundaki farkındalığın artması ile gelişen teknolojilere dayanmaktadır. Bu durum, çeşitli paydaşlar tarafından ilgili projelerin geliştirilmesine olanak tanımaktadır:
Tüketiciler: Seyahat edenler, sürdürülebilir seyahat alternatiflerine yönelerek çevresel etkilerinin bilincine varıyor.
Hükümetler ve düzenleyici kurumlar: Bu kuruluşlar, iklim değişikliği ile mücadele kapsamında daha sürdürülebilir uygulamaları desteklemektedir.
Turizm ve seyahat şirketleri: Sektördeki firmalar, tüketici talepleri ve yasal gereklilikler doğrultusunda sürdürülebilir uygulamalara yönelmekte ve kaynak kullanımı ile atık yönetimi maliyetlerini azaltma çabası içindedir.
Şu anda, yapay zekayı entegre eden firmalar arasında Lufthansa ve Qantas gibi şirketler bulunmaktadır; bu firmalar, yakıt tüketimlerini azaltarak en çevre dostu seyahat rotalarının oluşturulmasına katkı sağlıyor. Oteller ve tatil köyleri de su ve enerji gibi kaynakların optimizasyonunu sağlamak için yapay zeka teknolojilerinden faydalanıyor. Örneğin, Hilton, enerji tüketimini yönetmek amacıyla yapay zeka destekli sistemler kullanıyor. Ayrıca, yapay zeka odaklı platformlar, gezginlere çevre dostu konaklama ve ulaşım önerileri sunmaktadır. Örneğin, Google Travel platformunda, seyahat seçeneklerinin çevresel etkilerine dair bilgiler de yer alıyor.
IoT ile sorunsuz entegrasyon
Yapay zekanın, internete bağlı cihazlardan oluşan Nesnelerin İnterneti (IoT) ile entegrasyonu, seyahat deneyimini geliştirecektir. Bu entegrasyon sayesinde, verilerin toplanması, paylaşılması ve gerçek zamanlı güncellemeler sağlanarak seyahat süreçleri daha akışkan bir hale gelecektir. Akıllı bagaj takibi, otomatik check-in süreçleri ve otellerdeki kişiye özel oda deneyimleri gibi uygulamalar bu entegrasyonun örnekleridir.
YOLOv8 kullanarak akıllı bagaj takibi.
Sanal ve artırılmış gerçeklik deneyimleri
Son olarak, seyahat endüstrisindeki önemli bir gelişme ise sanal ve artırılmış gerçeklik (VR/AR) deneyimlerinin entegrasyonudur. Yapay zeka, bu teknolojiler aracılığıyla gezginlerin, seyahatlerinden önce etkileşimli bir şekilde destinasyonlarını keşfetmelerine olanak tanıyacaktır. Sanal turlar, otellerin ve önemli yapıların ziyaret öncesi deneyimlenmesine olanak sağlayarak kullanıcıların planlama süreçlerini büyük ölçüde zenginleştirebilir.
geliştirilmiş müze deneyimleri.