Turizm ve Sahil Yağmacılığı
Orhan Bursalı’nın Cumhuriyet gazetesinde kaleme aldığı makalede, Türkiye’nin sahillerinin iktidar politikalarıyla nasıl yağmalandığı konusuna değinmektedir.
Bursalı, ileri teknoloji konularına olan ilgisizlikten yakınarak, ülkenin genel entelektüel kesiminin bu konulara yabancı olduğunu belirtmektedir. Bu durumu, köklü sorunlara odaklanmadığımızı ve yüzeysel kaldığımızı vurgulamaktadır.
Turizmsever bir dostuyla Meksika’yı ziyaret etmesi üzerine yaşadığı deneyimi paylaşan Bursalı, sahillerin halka ait olduğu bir düzenlemeye örnek vermektedir. Ancak Türkiye’de durumun daha vahim olduğunu, sahillerin iktidara ve tesislere ait olduğunu ve halkın bu alanlardan mahrum kaldığını belirtmektedir.
Turizmin sömürgeciliğin bir türü olduğunu düşünen bir okuyucunun makaleye olan yorumu da paylaşılır. Bener Kavukçoğlu, turizmin geri kalmış ülkeleri sanayileşmeye yönlendirmek yerine, sömürgeci bir yapı olduğunu savunmaktadır. Turizmin eğitim, bilim ve teknoloji gibi alanlara katkı sağlamadığını, aksine ülkenin ekonomik bağımlılığını artırdığını belirtmektedir. Ayrıca, turizmin beraberinde getirdiği sektörlerin ithalata dayalı olduğu ve dövize sıkı sıkıya bağlı olduğu konusunda uyarıda bulunmaktadır.
Sonuç olarak, Orhan Bursalı’nın yazısında turizmin sahillerin yağmalanmasına ve ülkenin ekonomik bağımlılığını artırmasına dikkat çekildiği ve turizmin sömürgeci bir sistem olabileceği üzerinde düşünülmesi gerektiği vurgulanmaktadır.