Reel sektörde 2018 ve 2019 yıllarında karşılaşılan konkordato sorunlarını ele alan bu yazıda, son dönemde yaşanan gelişmelere odaklanacağız. Yılbaşından bu yana konkordato başvurularında önemli bir artış görülüyor. Aylık bazda yapılan başvurular son 3 ay içerisinde 100’ün üzerine çıkarken, bu yılın ilk yarısında geçici mühlet kararı verilen dosya sayısı, 2023 yılının tamamını geride bıraktı. Önde gelen iş dünyası örgütleri ise suiistimallerin önlenmesi ve mağduriyetlerin engellenmesi için Adalet Bakanlığı ve ekonomi yönetimi ile aktif olarak iletişim halindeler.
Konkordatotakip.com’un derlediği verilere göre, nisan ayında 105, mayıs ayında 172 olan konkordato sayısı haziran ayında 114’e düştü. Ancak, haziran ayında Kurban Bayramı tatili sebebiyle mahkemelerden alınan konkordato kararları bir miktar azaldı. Geçen ay kesin mühlet kararı verilen dosya sayısı 43 olurken, ret kararı verilen dosya sayısı ise 42 olarak gerçekleşti. İflas kararı çıkan firma sayısı 4 iken, tasdik kararı verilen dosya sayısı 3 oldu.
Ocak-Haziran dönemi incelendiğinde, toplamda 605 konkordato geçici mühlet kararı verildiği görülüyor. Geçen yılın tamamında bu sayı 519 iken, bu yıl başvuruların artış gösterdiği görülüyor. İlk 6 ayda kesin mühlet kararı verilen dosya sayısı 245 iken, 275 dosya için konkordato reddedildi. İlk yarıda mahkemelerin iflas kararı verdiği dosya sayısı ise 48 olarak kaydedildi. En fazla konkordato kararı alan sektörler incelendiğinde, tekstil ve inşaat sektörlerinde en yüksek riskin olduğu görülüyor.
İSO Yönetim Kurulu Başkanı, 2018 ve 2019 yıllarında konkordato istismarının yaşandığına dikkat çekerek, Adalet Bakanlığı ile yaptıkları görüşmelerde hukuki bir çözüm arandığını belirtti. Bahçıvan, konkordatonun reel sektör alacaklarını kapsamaması gerektiğini vurgulayarak, bu konuda çalışmaların devam ettiğini açıkladı.
Servo Capital Yönetim Kurulu Başkanı Kaan Kiziroğlu ise likidite problemleri yaşayan şirketlerin konkordato yerine finansal yeniden yapılandırmayı düşünmeleri gerektiğini belirtti. Kiziroğlu, konkordatonun yönetilmesi gereken bir süreç olduğunu ve dikkatli bir şekilde ele alınması gerektiğini söyledi. Finansal Yeniden Yapılandırma Çerçeve Anlaşması (FYYÇA) ise Türkiye için önemli bir fırsat olabileceğini ifade etti.