Hayal Ülkesi: Türk Turizminin Paradoksal Sezonu
Turizmcilere moral lazım!
2025 sezonu itibarıyla Türk turizmi, eşine az rastlanır bir dönemden geçiyor. Uzun yıllar boyunca sektörde çalışmış biri olarak 48. sezonumu tamamlarken , sektörde yaşadığım tüm krizlerin ardından, bu dönem “Turizmde Türk Paradoksu” olarak anılacağından neredeyse eminim. Bu sezonu farklı kılan ise “mutsuzlukta mutluluk arayışı” olarak tanımlayabileceğimiz bir çelişki.
Bu yılın tuhaf ironisi: “mutsuzlukta mutluluk arayışı”
Herkes, ortak bir drama sahnesinde kendi gerçekliklerini canlandırıyor. Turistlerden gelen şaşkın sorular manzarayı daha da karamsarlığa sürüklüyor:
Turistler “Neden bu kadar gerginsiniz?” diye soruyorlar.
Her seferde Türk turizminin gururu olan misafirperverliğimizin azalan gülümseyişlerde nasıl kaybolduğunu fark ediyorum.
Son yıllarda karşılaşılan krizlerin ağırlığı, birbiri ardınca gelen talihsizliklerle daha da büyüdü. COVID-19 pandemisinin son dalgasını atlattığımızı zannederken, umutlar ITB’deki iyimser hava ile yeşermişken, otel yangınları, siyasi gerilimler, tutuklamalar ve artan geçim derdi gibi olaylar özellikle turizmciler üzerinden ülkemize gelen yabancı dostlarımız turistlere yansıdığını gözlemliyorum .
Biz mutluluk satmak ile görevli turizmciler, sanki zamanın akışından kopmuş bir âlemde yaşıyor gibiyiz. Psikoloji bilimi bu durumu “dissosiyatif düşünceler” olarak adlandırıyor: Günlük yaşamdan uzaklaşıp, derin düşüncelere dalma anları… Garsonlar, resepsiyon görevlileri, bütün bu insanların gözlerindeki derinlik, sanki hayatın sorularını turistlere ikram ediyormuş gibi görünüyor bazen…
Dünya turizminde aşırı rekabet, aşırı turizm yüzünden birçok yenilik ve dönüşüm yaşanırken, daha dayanıklı bir turizm sektörü oluşturmak için biz Türk turizmciler nereden başlamalıyız?
Sadece ekonomik ve fiziksel iyileşme değil, duygusal ve psikolojik dayanıklılığı da nasıl artırabiliriz? Bu sorulara cevap bulmak, gelecekte daha güçlü ve sürdürülebilir bir turizm sektörü inşa etmenin yeni anahtarı olabilir mi?
Bu zorluklarla mücadele ederken, sektörün tüm paydaşları dayanışmayla nasıl bir araya gelebilir?
Hüseyin Baraner
