Bahşiş, bir nezaket kuralı olarak kabul edilen ve hizmeti takdir etmenin bir yolu olan bir uygulamadır. Ancak, faturaya zorla eklenen yüzde 20’lik hizmet bedeli, bunun ne kadar uygun olduğu konusunda tartışmalara yol açıyor.
İSTANBUL – Lokantalarda yediğiniz yemeklerin sonunda ortaya çıkan yüzde 20’lik garsoniye bedeli, sizce de makul mü? Bahşiş, geçmişten günümüze dek bir hizmet karşılığında gönülden verilen bir ödemedir. Kimseye ne kadar vereceğiniz dayatılmamalıdır.
Türkiye, mevcut fiyatlarla New York, Londra ve Tokyo’dan daha pahalı bir hale geldi. Üstelik, nazik bir davranış olarak bilinen bahşiş, artık müşteri üzerinde zorunluluk olarak algılanmaktadır.
Cumhuriyet yazarı Faik Erdemli’nin yazısında, dünyada yemek yerken bahşişin miktarına karar vermenin tamamen bireye ait olduğu ifade ediliyor.
Örneğin; İstanbul’un en şatafatlı ve muhteşem manzaralı restoranlarından biri olan Sunset’te geçirdiğim bir akşamda, orası için belirlenen yüksek fiyatlara aşina olan bir kişi için yemeğin sonunda gelecek toplam hesap tahmin edilebilse de, hesaba eklenen yüzde 20’lik hizmet bedeli sürpriz olarak karşılanmaktadır. Global ölçekte, garsoniye bedeli genellikle yüzde 5 ile yüzde 20 arasında değişmektedir ve bu bedeli belirlemek tamamen müşterinin tercihine bağlıdır. İster yüzde 5, ister yüzde 20 verebilir, hatta hiç vermeyebilirsiniz.
Ancak artık, İstanbul ve benzeri tatil bölgelerinde hesaba doğrudan hizmet bedeli eklenmesi alışkanlık haline gelmiştir. Yüzde 10’a alışık olan toplum için, yüzde 20’lik bir hizmet bedelinin ödenmesi ise haksız bir uygulama gibi görünmektedir. Örneğin, Sunset’te 4 kişilik bir yemek, başlangıç, ana yemek, tatlı ve 1 şişe içki ile 40 bin TL’ye mal olurken, bu fiyata eklenen 8 bin TL’lik hizmet bedeli sizce de aşırı değil mi? Ayrıca, kişi başı 250 TL’den 1.000 TL kuver ücreti alınması da dikkat çekici bir uygulamadır. Eleştirilen Nusr’et restoranı bile sadece yüzde 5 hizmet bedeli talep ederken, bu durumda birçok kişi izlenimlerini yine hoş bulmamaktadır.
Yüzde 5’lik hizmet bedeli, bazı müşteriler açısından bahşiş bırakma isteğini azaltıyor. Bu sistem, garsonları olumsuz etkilemenin yanı sıra, müşterilerin bahşiş verme konusundaki algısını da değiştirmektedir. Unutulmamalıdır ki, müşteri zorunlu olarak bahşiş ödemek mecburiyetinde değildir; menü veya girişte belirtilse bile yasal olarak bu ücretin geçerliliği yoktur. Türkiye, mevcut fiyatlandırma ile dünyanın en pahalı ülkesi unvanını kazanmaktadır.
ZENGİN ARAPLAR İÇİN DAHİ PAHALI BİR ÜLKE OLDUK
Türkiye, bu fiyatlarla New York, Londra ve Tokyo’dan daha fazla maliyet gerektiren bir ülke konumuna geldi. Artık Arap turistler de yüksek fiyatlar nedeniyle ülkemizi tercih etmemekte. Avrupa’dan gelen turistler ise, Türkiye’den uzaklaşmayı tercih etmiştir. İstanbul’daki lüks restoranların fiyatları, dünya standartlarını iki katına çıkmaktadır. Türk müşteriler de çoğu lüks restorana gitmeme konusunda karar vermeye başladı. Bu durumda, yüksek fiyatlar nedeniyle yabancı misafirleri kaçırma riski söz konusudur.
DENETİM YOK MU?
Bir diğer önemli husus ise Turizm Bakanlığı’nın denetim mekanizmalarıdır. Bu fiyatlandırmalar ve hizmet bedeli olarak alınan miktarlar sizce de kabul edilebilir mi?
Sahillerden gelen bilgiler, turizm sezonunun başlangıcının zayıf geçtiği yönünde. Herkesin söylediği gibi, ‘Bunlara müstahak’ mı diyeceğiz yoksa Turizm Bakanlığı olarak bu durumun üstüne gider misiniz?