Manhattan’da, şehrin önündeki adada yükselen 93 metrelik bu heykelin, Türk toprağı olan Mısır için hazırlandığını biliyor musunuz?
İSTANBUL – New York denilince ilk akla gelen simgelerden biri olan Özgürlük Heykeli, 1880’li yıllarda inşa edilerek şehrin ve ülkenin sembolü haline gelmiştir. Ancak bu heykelin, geçmişte Osmanlı toprakları içinde yer alan Mısır için yapılmış olduğunu belirtmek önemlidir.
Heykelin yapım maliyetinin tamamı bizzat Abdülaziz tarafından karşılanmış ve 133 yıl önce, bugün Fransa’dan New York’a getirilmiştir.
Manhattan’daki gökdelenlerle çevrili bir adada yükselen bu 93 metrelik heykel, yalnızca New York’un değil, tüm Amerika’nın da ikonik bir sembolü haline gelmiştir. Ancak, Fransa Parlamentosu’nda gündeme gelen bu heykelin aslında New York için değil, o dönem Türk toprağı olan Mısır için hazırlandığını unutmamak gerekir.
İNGİLTERE VE FRANSA’YI HAREKETE GEÇİREN PROJE
19. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu’na bağlı olan Mısır, yüzyılın ilk yıllarından itibaren Kavalalı Mehmed Ali Paşa’nın soyundan gelen “Hıdiv” unvanlı valiler tarafından yönetiliyordu. Bu valiler, iç işlerinde neredeyse bağımsız bir konumdaydılar ve yalnızca yabancı ülkelerle yaptıkları anlaşmaları padişaha onaylatarak mali protokolleri yerine getirmekle yükümlüydüler. İstanbul, bu tür talepleri sıkça kabul ediyordu.
Mısır Valisi Said Paşa, 1854 yılında Fransız mühendis Ferdinand de Lesseps’e Süveyş Kanalı projesini hazırlatmış ve bu projeyi dönemin Osmanlı Sultanı Abdülaziz’e sunmuştur.
ABDÜLAZİZ 12 YIL BOYUNCA PROJEYİ ONAYLAMADI
Projenin arkasında Fransa bulunmasına rağmen, İngiltere, Akdeniz’deki ve Hindistan’daki hakimiyetini tehdit edebilecek olan bu duruma karşı çıkıyor ve Sultan Abdülaziz’i projeyi reddetmesi için sürekli olarak baskı altına alıyordu.
Murat Bardakçı’nın yazdığına göre, Said Paşa İstanbul’un onayını beklemeksizin 30 Kasım 1854 tarihinde Fransız mühendise projenin hayata geçirilmesi için gerekli şirketin kurulma iznini vermiştir.
Fransız sermayesiyle kurulan şirketin hisseleri satıldıktan sonra İngiltere, Sultan Abdülaziz’e daha fazla baskı yapmaya başladı ve bu proje, 12 yıl boyunca onaylanmadı.
MISIR’A HAYAT KATACAK KANAL
Mısır tarafı ise İstanbul’un onayını beklemeden projeye başlamıştı. Ancak Said Paşa 1863’te vefat etti ve yerine geçen İsmail Paşa Fransız tarafını değil, İngiliz tarafını tercih etti. İsmail Paşa, öncelikle projeye gereken önemi vermedi; fakat yıllar içerisinde kanalın Mısır’a sağlayacağı faydayı anlayınca projeye daha çok ilgi göstermeye başladı.
Kazı çalışmaları neredeyse tamamlanmak üzere iken Fransız hükümeti, Sultan Abdülaziz üzerindeki baskısını artırdı. Sultan Abdülaziz, nihayet 19 Mart 1866’da yayınladığı fermanla kanala izin vermiş, projeye dair yapılan anlaşmaları onaylamış ve Mısır’ın dış borçlarını devlet garantisi altına almıştır. Ayrıca Kanal Şirketi’ne yüksek bir meblağ yatırmıştır.
“ASYA’NIN IŞIĞI MISIR’DAN GELİR”
1854’te Said Paşa ile mühendis Ferdinand de Lesseps arasında imzalanan anlaşmanın dikkat çekici bir maddesi bulunmaktaydı: Kanalın Akdeniz’e açıldığı yere dev bir heykel dikilecekti. Bu heykel, firavunlar döneminin giysilerine bürünmüş bir kadın figürü olarak tasarlandı ve elinde “Asya’nın ışığının Mısır’dan geldiğini” sembolize eden bir meşale tutacaktı.
Sultan Abdülaziz’in sağladığı fonlar arasında heykele ait masrafların bir kısmı da bulunmaktadır. Paşa ve mühendis, eseri ünlü heykeltıraş Frederic Auguste Bartholdi’ye sipariş etti ve bir ön ödeme gerçekleştirdikten sonra çalışmalara başlandı.
“MÜSLÜMAN ÜLKEDE BU HEYKEL HOŞNUTSUZLUK YARATIR”
Dikilmesi planlanan yerde montajı yapılacak şekilde parça parça hazırlanan heykel tamamlandıktan sonra, kanalın Akdeniz’e açıldığı yere yerleştirilmek üzere Marsilya’dan Mısır’a nakledilmesi için hazırlıklara başlanmıştı. Ancak, Said Paşa’nın ölümünün ardından Mısır’da iktidara gelen İsmail Paşa, Müslüman bir ülkede bu büyüklükte bir heykelin halkta hoşnutsuzluğa yol açacağını düşündü ve mühendis Ferdinand de Lesseps’e, heykelin Mısır’a getirilmemesi talimatını verdi.
Mühendisin ikna çabalarının başarısız kalmasından dolayı Süveyş Kanalı, 1869 yılı Kasım ayında, davetlilerin katılımıyla gerçekleştirilen büyük bir törenle açıldı ancak bu tören “heykelsiz” gerçekleştirildi. Bartholdi’nin eseri ise, Mısır’da yaşanan olaylardan sonra Paris’te bir depoya kaldırıldı. O yıllarda, Fransa ve Amerika Birleşik Devletleri arasında büyük bir dostluk ilişkisi yaşanıyordu ve her iki taraf birbirine jestler yapmaktaydı.
HEYKEL, AMERİKA YOLUNDA
Paris’te kurulan Fransız-Amerikan dostluk grubunun lideri Edouard Rene Lefebvre de Laboulaye, Fransız hükümetine, Amerikalıların Fransa’nın dostluğunu her zaman hatırlamaları için bir hediye gönderilmesi gerektiğini savundu ve bu hediyenin dev bir heykel olmasına karar verildi. Heykel, bir elinde hukuku simgeleyen bir kitabı, diğer elinde ise “dünyayı aydınlatan özgürlüğün sembolü” olan bir meşaleyi taşıyacaktı.
Yine sipariş aynı heykeltıraş Frederic Auguste Bartholdi’ye verildi. Bartholdi’nin eseri zaten tamamlanmış durumdaydı ve yalnızca yüzü, kolları ve ellerinde bazı değişiklikler yapılması gerekiyordu.
EIFFEL’İN MÜHENDİSİYLE BİRLİKTE ÇALIŞTI
Amerikalılar, heykelin New York’un hemen girişinde bulunan küçük bir adaya yerleştirilmesine karar verdiler. Bartholdi, kaidenin yerini görmek için New York’a giderek çalışmalara başladı. Bakır ve çelikten yapılan heykelin mühendislik kısmını Gustave Eiffel ile birlikte tamamladı ve 1884 yılının Haziran ayının ilk günlerinde eseri Fransız hükümetine teslim etti. Bartholdi, heykelin yüzünü tamamen değiştirerek annesi Charlotte’in siluetini işledi. Birbirine monte edilecek şekilde yapılan 350 parçadan oluşan heykel, bir gemiye yüklenerek New York’a ulaştı.